29 Ekim 2009 Perşembe

Ölmek için !

Ölmek için gideceğim askere.
Doğuya gitmek isteyen var mı aranızda, diye soracak komutan acemi birliğinde, Öne çıksın! Hemen öne çıkacağım emin adımlarla. Komutan bana doğru yönlenicek.
- ORHUN DALABASMAZ, KONYA, EMRET KOMUTANIM!
- Neden?
diyecek komutan,
- Neden gitmek istiyorsun asker?
- ÖLMEK İÇİN KOMUTANIM!
diyerek haykıracağım..
- ÖLMEK İÇİN..

Nefes: Vatan sağ olsun !!

Yeter ki bu vatan sağ olsun !! biz gerekirse uğrunda ölmesini de biliriz..

Bugün sonunda izleyebildim “Nefes: Vatan sağolsun” adlı sinema filmini. Ailemle birlikte öğleden sonra sinemaya gittik. Bugünün hem tatil olmasının, hem de 29 ekim olmasının getirdiği etkiyle birlikte filme yoğun bir ilgi vardı ve tıklım tıklımdı her yer.

Film başladığında ise bayram havasından eser kalmamıştı artık. Bir bıçak.. Bir tümen.. Bir silah sesi.. Karanlıkta ıslık sesi çıkartan o ölümün korkunç sesi.. Dağın başında karlar içinde kanlar içinde yatan şanlı Türk askeri..

Bütün salonda hem ölüm sessizliği oluştu, hem de birlik ve beraberlik hissi.. herkesin tek tek, duygu dolu gözyaşlarının aktığını duyabiliyordum. Hissediyordum.. Hepimiz aynı duyguları paylaşıyorduk çünkü..

Kahraman Türk askerinin yaşadıkları, gerçekler.. Bütün çıplaklığıyla, bizim bir rahat NEFES alabilmemiz için verilen NEFES’leri izledik..

-- filmden etkileyici kesitler yer almaktadır --

ASKER !! SEN ÖLDÜN !! Baban var mı? Var. İyi göndeririz seni bir tabutta alır gömerler.

SEN!! ÖLDÜN!! SEN ASKER!! SEVGİLİN VAR MI?? VAR. ARTIK YOK!! ÇÜNKÜ SEN ÖLDÜN !!

Belki ünlü de olursunuz çıkartıyorlar televizyona. 3dakika, ne 3 dakikası 45 saniye!! 45 saniye anlatırlar!! Sonra, magazin haberleri!!

UYURSAN ÖLÜRSÜN !!

YORUMSUZ: Bir kadın vardı, askerin sevgilisi.. sevdiği, arkada beklediğini düşündüğü.. dağın başında telefonla konuşuyorlar, kadın habersizce bütün olup bitenden, niye daha sık aramıyorsun diyo.. sanki otelde kalıyorum da aramıyorum gibilerinden sitem ediyor asker, kadın da doğru ya sen benim gece rahat uyumamı sağlıyordun değil mi, askerlik yapıyordun sen!!

Asker eğitimde bağırıyor:
Pim! Çek! Bomba! At!

Şehidim, götür beni gittiğin yere !!

günde beş dakikanızı ana dilinize ayırabilir misiniz ?

Günde sadece 5 dakikamızı ana dilimize, o güzel Türkçe’mize ayırırsak 5 yıl sonra ne güzel Türkçe konuşuyor olmaz mıyız.. Yabancı ve çirkin kelimelerden uzakta, öz ve saf dilimizin güzellikleriyle tanışarak daha güzel anlaşamaz mıyız birbirimizle.. Bu yüzden diyorum ki, herkese herşeye fazla fazla ayırdığınız zamanınızdan, 24 * 60 dakikanızdan sadece 5 dakikanızı üşenmeyin ve Türkçe’ye ayırın, Türkçe’nize ayırın. Eminim pişman olmayacaksınız.

Peki ne mi yapacağız bu 5 dakika içerisinde, hemen söyleyeyim; hergün sıklıkla kullandığınız fakat Türkçemizde yer almayan sözcüklerin Türkçesini öğrenin, internetten bir sözlük sayfasına erişerek Türkçe karşılıklarını öğrenmeye çalışın ve hatta bir de küçük defter alarak bu öğrendiğiniz yeni kelimeleri bu deftere yazın. 5 dakikanız arttıysa, TDK’nın Türkçe sözlüğünü çıkartın kütüphane rafınızdan (eminim ki her Türk ailesinin evinde bulunması gereken Türkçe sözlüğümüz, sizin rafınızda da yerini almıştır!) ve rastgele bir sayfa açarak okuyun, yeni kelimeler keşfedin.

Düşünsenize, günde 5 yeni kelime öğrenseniz, yılda yaklaşık 1825 yeni kelime öğrenmiş olacaksınız. Günde sadece 5 dakikanızı ayırarak.. Ve eminim ki 1 yıl sonunda o küçük defteri elinize alıp baktığınızda oldukça duygulanacaksınız..

Hep başka dillere başka yaşamlara özenebiliyoruz, filmlerde duyduğumuz yabancı kelimeleri oldukları gibi kullanıyoruz ve bu şekilde her gün biraz daha yabancılaşıyoruz, kendi kimliğimizi kaybediyoruz. Eğer kendi kimliğimizi kaybedersek, yine hayat damarlarımızdan birini koparmış olmaz mıyız..

Şu anda TDK veri tabanında kayıtlı tam 616,716 kelime mevcut. Siz kimliğinizi tarihinizi kısaca sizi oluşturan bu kelimelerden kaç tanesini biliyorsunuz ?

25 Ekim 2009 Pazar

hayat güzel, yaşamanıza bakın..

gönül yarası olanlara ve sevdiği/hoşlandığı kişiden yüz bulamayanlara sesleniyorum bu yazımda, aynı zamanda kendime de yani ..

burada boş boş konuşup, bu da geçer başkasını bulursun deyip de kandırmaya çalışmayacağım kimseyi, şayet siz inansanız da kalbiniz inanmaz böyle bir şeye..

ama aklıma gelen basit bir hesabı paylaşmak istiyorum sizlerle. açıktır ki sevdiğimiz kişi bizi sevmiyorsa ilişkinin olabilme olasılığı çok küçüktür. yani bizim sevdiğimizin de bizi sevebilme olasılığı gerçekten çok düşük ve bu düşük ihtimali gerçekleştirebilmeyi başaranları da tebrik ediyorum ve hepsine mutluluklar diliyorum..

benim yaptığım basit hesap ise hayatınızdaki kızlarla/erkeklerle ilgili.. sadece selam vererek tanıyor olsanız da, bir arkadaşınızın yanında görmüş olsanız da, her gün yoldan geçen ama tanışmadığınız biri olsa da, veyahut hayatınızda yıllardır olan biri olsa da bunların hepsi hayatınızda var olan kızlardır/erkeklerdir. diyelim ki bu kişilerin sayısı 30 olsun. daha fazla da olabilir daha az da.. hepsine gidip çıkma teklif etseniz, hepsinden de ret cevabı alma olasılığınız, sevdiğiniz kişinin sizi sevebilme olasılığıyla yaklaşık olarak aynıdır..

1 kişiden ret cevabı alma olasılığı 1/2'dir.
30 kişiden ret cevabı alma olasılığı ise (1/2)^30'dur.
yani yaklaşık olarak milyarda bir ihtimal..

ee, denemeye değmez mi.. iş bizden çıkıp da matematiğe girince hayat ne kadar da güzel görünüyor değil mi.. hayat güzel yaşamanıza bakın.. benim kalbim böyle demiyor olsa bile en azından matematik böyle diyor ve matematik şimdiye kadar hiçbir zaman yanılmadı..

not: milyarda bir ihtimali gerçekleştirirseniz şayet, gidip bir de bilet falan alın, şanslı gününüzdesiniz demektir..