6 Temmuz 2011 Çarşamba

Fenergenekon: Aziz Paşayı da aldılar

Tutturmuşlar bir şike skandalı.

Okudum, dinledim ve artık yazıyorum..

Bu zamana kadar çok temiz bir ligimiz vardı da şimdi mi kirlendi.
Bu zamana kadar bütün maçlar hakkıyla kazanıldı da şimdi mi şampiyonluklar satılık oldu.

Öncelikle bu dava basit bir dava değildir. Davayı açan "özel yetkili savcı", mahkeme ise
"ağır ceza mahkemesi" ?! Bir futbol sorunu nasıl olur da federasyonu aşıp, doğrudan ağır ceza
mahkemesine gidiyor ve özel yetkili savcı tarafından idare ediliyor.

Sürecin sekiz (8) ay öncesine dayandığı açıklandı. Bunca zamandır ellerinde veri, delil yok muydu da şimdi ortaya çıktı. Biz 8 ay öncesinde 9 puan liderin gerisindeydik, 20 küsür yıldır Türkiye kupasını alamıyoruz, o kupayı almaya mı paramız yetmedi. Ya bu adamlar bu kadar basit mi elden para verecek, telefonda dinlendiklerini bildikleri halde konuşacak. Bu kadar basit değil bu işler. Yok başkan Emenike'nin hesabına para aktarmış yok kodlu konuşmuş. Bu kadar basit değil bu işler...

Hem Emenike'nin para alırken görüntüleri vardı. Madem böyle bir delil var elinizde neden serbest bıraktılar diye sorarlar adama.

Aziz Yıldırım'ı içeri almak, Fenerbahçe gibi köklü ve Türkiye'nin en öncü kulüblerinden birini itham altında bırakmak öyle kolay bir iş değildir. "Çamur atayım izi kalsın"cılık, böyle bir kulübe nasıl bu kadar kolay yapılabilir.

İstenerek ya da istenmeyerek, Fenerbahçe'ye ağır yaralar verilmektedir, kulüb büyük zararlara uğratılmaktadır. Medyada yer alank haberlerle ve "söylemlerle" Fenerbahçe maddi manevi zarara uğramıştır.

Sorgulama kapsamında dahi, şu ana kadar Fenerbahçe Spor Kulübü hiçbir şekilde bir şike iddiasıyla suçlanmamıştır. Sadece başkanımız Aziz Yıldırım gözaltına alınımştır. Başkanımız da silahlı örgütte yer almak iddiası ile suçlanmıştır. Olay buradan da anlaşılacağı gibi basit bir şike soruşturması olmamakla birlikte, ileriki zamanlarda hepbirlikte göreceğiz ki, bu olay başka soruşturmalara, başka yerler gidecek (belki de ergenekon'a bağlanacak) ve belki de başkanımız uzun süre gözaltında ya da tutuklu kalacaklardır.

Ancak tekrar belirtmek isterim ki, Fenerbahçe Spor Kulübü henüz hiçbir şike iddiasıyla suçlanmamıştır. Emniyetin yaptığı açıklamada 19 maçta şike olduğu belirtilmiş ancak hiçbir şekilde herhangi bir kulüb ismi verilmemiştir.

Eğer silahlı örgüt kurmaktan sorgulanan kişiler, gerçekten böyle bir örgüte üyelerse yargı cezasını verir. Ancak ismi geçen bu kişiler, örgüte üye olmak haricinde Fenerbahçe kulübünün çıkarı için şike yapmış mı yapmamış mı önemli olan budur. Eğer yaptılarsa, adaletin ve TFF nin vereceği hertürlü karara saygı gösteririz.

Eğer biri bir şike yaptıysa, her kim olursa olsun, hangi kulüb olursa olsun, ortaya çıkarılsın, cezası neyse çeksin. Böylelikle Türk futbolu temizlenmiş olsun. Yalnız bu temizlik, bir iki kulüble değil geçmişe ve geleceğe yönelik bütün takımların kirli çamaşırlarının ortaya dökülmesi ve gerekenin yapılması ile mümkün olacaktır. Yasalarda geriye yönelik bir cezai yaptırım yok fakat TFF böyle bir yaptırım gücüne sahiptir. TFF 20 yıl geriye dönük olarak ilgili takımlara hertürlü cezai yaptırımı yapacak yetkiye sahiptir. Daha önce yapmıştır, yapamamıştır. Ancak bu saatten sonra yapmalıdır ve adaleti Türk futbolu için sağlamalıdır.

Sorulması gereken bir başka soru da, şikenin sadece bugün mü yapılmış olabileceği. Bazı kimseler, yıllardır bugünü beklediklerini, artık ligin temizleneceğini söylemekte. Bunca zaman vardı da neden bir yaptırım yapılmadı. Şike yasalarca 'suç' olmasa bile, TFF tarafından yasaktı. Öyle bir ortam yaratılıyor ki, sanki şike şimdiye kadar serbestti de 14 Nisan'dan sonra suç olmaya başladı.

Ayrıca polisin son 5 maçın sonucunu bildiği ve süreci devam ettirdiği söyleniyor. Madem bunlar önceden biliniyor ve delillendirilebiliyordu, neden ligin bitmesini bekledi, hatta ligin bitmesinden sonra bir ay geçmesini daha bekledi. Neden suçu önlemeye karşın bir önlem alınmadı, bile bile suçun yapılmasına izin verildi. Lig son 5 hafta kesilebilir, TFF maçları durdurabilir ya da iptal edebilir, ve gereken yapılabilirdi.

Bu soruşturma daha da genişleyecek, Beşiktaş Trabzonspor başta olmak üzere birçok kulüb daha bu soruşturmanın içerisine dahil olacak. Eğer şike iddiaları da doğru çıkarsa, bu tek bir takımda çıkmaz, birçok kulüb buradan zarar görür.

Ayrıca dikkat çekilmesi gereken birbaşka durum da, lig sürecinde sürekli haklarının yendiğini düşünen birçok kulüb ve kişilerin, bu soruşturma sürecinde suskun kalmaları. Normalde çoktan bağırıp çağırıp ortalığı ayağa kaldıracak olan kimseler, kulübler hâlâ suskunluğunu bozmadılar. Acaba neden susuyorlar, yoksa onların da çekindikleri başka şeyler mi var ?

Eğer bir kirli iş varsa, kirli işleri yapan kimselerin, kirli işleri yapan meslektaşları da vardır ve bu kimseler birbirlerini çok iyi tanırlar. Korkarım ki böyle bir durum mevcut olsun.

Yargı bağımsız kararını verecektir ve herkes de bu karara saygı göstermek zorundadır. Ancak TFF'nin delillere bakarak kendi bünyesinde herhandi bir karara varması düşünülemez. Ne TFF bir yargı organı dır, ne de yargılamak ve karar vermek TFF'nin haddinedir. TFF yargının sonucunu beklemelidir. Yargının sonucunu beklemeden kendisinin ceza kesmesi, yargıdan tersi bir sonuç çıktığı taktirde TFF'yi, altından kalkamayacağı bir yükün altına sokmuş olacaktır.

Sonuç olarak bir soruşturma başlatıldı gidiyor. Hepimiz merakla sonucunu bekliyoruz. Herneyse çıksın ortaya, şike yapıldıysa da yapılmadıysa da, kim nerde ne zaman yaptı, nasıl yaptı, hepsi birbir çıksın ortaya. Gerekene de cezası verilsin. Bu Fenerbahçe de olabilir, başkan Aziz Yıldırım da. Ancak daha henüz yargı bir karara varmadan, ne TFF bir sonuca varmalıdır, ne de medya ve insanlar. Fenerbahçe haklı çıktığı taktirde, böyle bir lekeden maddi manevi çok büyük kayıplara haksızca uğramış olacaktır.

Temennim odur ki, Fenerbahçemiz bu olaylardan alnının akıyla tertemiz çıkacaktır.
Tertemiz, alın teriyle alınmış nice kupalara, şampiyonluklara koşacaktır.

Saygılarımla..

06/07/2010
Orhun DALABASMAZ