26 Nisan 2010 Pazartesi

çok bilip az düşünmektense az bilip çok düşünmek daha iyidir

Çok bilip az düşünmektense az bilip çok düşünmek daha iyidir. Gerek duyulmayan bir bilginin hafızamızda yer kaplaması gereksizdir. Örneğin odanızı düşünün, kullanmadığınız bütün eşyaları, kitapları dolapları odanızda tutmak istemezsiniz. Çünkü sizin yaşam alanınızı daraltır. Size nefes alacak, rahat hareket edecek yer bırakmaz. Zihnimiz de aynen böyledir. Zihnimizi gereksiz boş bilgilerle doldurursak, daha sonra alacağımız önemli bilgiler için yer kalmaz. Böylelikle eski gereksiz bilgilerle başbaşa kalmış oluruz ve asla kendimizi geliştiremeyiz.

Bugün Sherlock Holmes'un filmini izledim ve biraz da hakkında birşeyler okudum. Adam demiş ki, "eğer dünyanın güneş etrafında döndüğünü bilmek hiçbir işime yaramıyosa neden bu bilgiyi aklımda tutayım ki?". Çok da haklı aslında, çünkü bilgi bilenin değil kullananın işine yarar, onun amacına hizmet eder. Kullanmayan kişiye sadece hamallık yük olur bu bilgiler.

Ama bir de şu var, hangi bilginin nerde ne zaman gerekeceği nasıl öngörülebilir? Hayatın sürerliliğinde bilginin gerekliliği az çok öngörülebilir. Ama hiçbir zaman tam olarak kullanacağımız her bilgiyi öngöremeyiz.

Dediğim gibi bilgi kullanıldığı zaman önem kazanır, kullanmadığımız hiçbir bilgi bizim için bir öneme sahip değildir. Bilgi üzerinde düşünülmeyi gerektirir. Çok bilgiye sahip olmamız çok düşünmek zorunda olmamız dolayısıyla da her bilgiyi yeterince düşünemeyeceğimiz anlamına gelir. Bu nedenledir ki birçok bilgi edinemektense, az bilgi üzerine çok yoğunlaşıp daha sağlam çıkarsamalar yapmak daha yerinde olacaktır. Bu sayede yeni bilgilere de yer kalmış olacaktır ve gereksiz bilgilerle gereksiz zaman kayıplarıyla yorulmamış oluruz.

Bilgi bilenin değil kullananındır !!

Not: Sherlock Holmes İngiliz edebiyatında yer alan hayali bir kahramandır.