22 Eylül 2012 Cumartesi

!! HERKES HADDİNİ BİLECEK !!

Ben FENERBAHÇE'liyim..
FENERBAHÇE'mi her zaman, her yerde sonuna dek desteklerim.

Herkes önce şunu çok iyi bilmelidir ki,
bu takım ne başkanındır, ne teknik heyetindir ne de sporcularındır..
Bu takımın tek bir sahibi vardır,
o da BÜYÜK FENERBAHÇE TARAFTARIDIR !!

Bu, bu zamana kadar böyle olmuştur,
bundan sonra da böyle olacaktır.

Herkes taraftara karşı sorumludur ve
sorumluluğunun bilincinde olup gerekeni
yapmakla yükümlüdür.. 

Biz taraftarlar olarak takımımızı iyi günde de,
kötü günde de desteklemesini biliriz..

Nasıl 3-0 yenilirken bile (G.Antep maçı) devre arasında
takımı alkışlayıp ayağa kaldırdıysak,
aynı alkışlarla uğurlamasını, göndermesini de biliriz..

Hiç kimse çıkıp da "hep destek, tam destek" ruhunu kötüye
kullanamaz, bu taraftarı boş işlerle oyalayamaz !

Takımda çıplak gözle görünür bir gerçek vardır ki,
o da çok iyi kaliteli oyunculara sahip olmamıza rağmen,
ortaya çıkan tablonun çok vahim olduğudur..

Bu tip durumlarda bir günah keçisi seçip,
onun üzerinden politika yapıp takımdan göndermek
yapılacak belki de en yanlış şeydir.

Aykut hocayı sonuna kadar destekliyorum,
bir çok hata yaptı, yapıyor, yapacaktır da !
Ancak başarılar 1-2 senede hemen yakalanamaz,
hızla yakalanılan başarılar, aynı hızla da başarısızlıklara dönüşürler..

Bu nedenledir ki başarılar hep zahmetli uzun uğraşlar,
çokca emekler ve uzun yıllar gerektirir..
Takımları tabiri caizse sidik yarışına sokarak ne
FENERBAHÇE'mize ne de Türk futbolunu ne de diğer
Türk takımlarımızı bir adım ileri götürebiliriz..

Bu nedenle Aykut hocayla en az 6 sene devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum
ve uzun sürecek kalıcı başarılara ulaşacağımıza inanıyorum..

Her sene hoca değiştirerek bir yerlere gelemeyiz..

Her sene değişen hocalar, takımın patronunun kim olduğunu unutturur,
hocalardan fazla takımda olan oyuncular, kendilerini hocalardan
üstün görmeye başlarlar ve hatta hocayı umursamazlar,
"burası Türkiye, takım şampiyon olmaz, hoca yarın gider;
ama ben iki derbide gol atar, taraftara koşar şovumu yapar,
takımda her türlü kalırım" diye bile düşünebilir..

(Burada Alex'ten bahsetmiyorum! Alex yüksek kalitede, herkese örnek olan,
hem kaliteli, hem saygılı, hem de efendi nadide bir sporcumuzdur!
Ne Fenerbahçe'ye ne de Türkiye'ye bundan sonra böyle bir oyuncunun geleceğini hiç sanmıyorum..) 

Oyuncular hocaya hesap verecek,
hoca yönetime,
yönetim başkana,
başkan da BÜYÜK FENERBAHÇE taraftarına !!

* * *

Aziz başkan, önce FENERBAHÇE'nin sonra da Türk takımların şimdiye kadar
gördüğü en faydalı başkandır. Seversin sevmezsin, Fenerbahçe'yi büyüten,
büyüklüğüne büyüklük katan, futbol takımından ziyade "spor kulübü" haline
getirerek birçok başarılara imza atan bir başkandır. Sadece Fenerbahçe'ye değil,
Türk sporuna da birçok hizmet etmiştir, gelişmesinde ve büyümesinde önemli rol oynamıştır.
Bu söylediklerimin hepsi somut gerçeklerdir ve inkar edilemez!

10 yıl önce voleybol nedir bilmeyenler, bugün salonları dolurup maç izliyorsa,
olimpiyatlara daha fazla Türk sporcumuz katılıyorsa, basketbol daha ön plana çıktıysa
ve hatta bayan basketbol takımlarının maçları da izlenmeye başlanmışsa, masa tenisi,
atletizm gibi alanlarda da uluslararası başarılara imza atılıyorsa, bunların hepsinde
Aziz Yıldırım'ın katkısı, emeği, desteği vardır..

Bu arada Aziz başkanı eleştirdiğim bir husus da var, her zaman Beşiktaş'ı Galatasaray'ı
örnek göstererek aldığımız yaralara rağmen, maddi olarak 3-4 kat daha büyüğüz,
daha ilerdeyiz, son 10 yılda genele bakarsak daha başarılıyız diyor. Haklı da..
Ancak hep geriye bakıyoruz, GS BJK çok uzakta kalmış bize anca yetişirler diyoruz..
Bu yanlış. Bizim önümüze bakıp Barça'ya Madrid'e doğru yol almamız, ilerlememiz gerekiyor.
Her an durup da gerimize bakıp biz ilerdeyiz dersek, gerilemeye başlarız.
Diyeceğim o ki, bizi geliştirecek olan, ilerletecek olan, yukarıya bakmamız, yukarıya tırmanmamız..

* * *

Bu arada Fenerbahçe'yi çekemeyen belirli kesimler, kalemlerini sadece karalama
yapmak için kullanıyorlar, oysa ki yazmayı öğrenseler, bu eserler ne de güzel çıkar ortaya..
Ancak onların öğretmenleri de kalemleriyle yazmayı değil, karalama yapmayı,
kendi istedikleri gibi resimler çıkarmayı öğretmişler..

Bu şekilde birbirimizin paçasından çeker yükselemeyiz, sadece olduğumuz yerde kalır
bir arpa boyu yol ilerleyemeyiz.. Bir düşünün, neden İngiltere'den, İspanya'dan her yıl
3-4 takım şampiyonlar ligine gidiyor da bizden 1 takım bile zar zor gidebiliyor..
Bencilliğimzden kurtularak, hep birlikte ilerlemek için birşeyler yapmalıyız..
FENERBAHÇE TÜRKİYE'DİR..

* * *

Sonuç olarak,
bu takım BÜYÜK FENERBAHÇE TARAFTARInındır..

Bir takım kötü oynayabilir, yenilebilir..
Şampiyonluklar bile kaybedebilir.
Ama "ruhsuz" oynama lüksüne sahip değildir.

Sürekli kötü oynayıp, taraftar destek çıksın demek çözüm değildir.
Taraftar her koşulda destek çıkar, birilerinin demesiyle, yönlendirmesiyle değil.
Ancak, bunun hesabını bu taraftar yeri geldiğinde de sormalıdır, soracaktır !
Bunu da başta başkan olmak üzere, bütün Fenerbahçe ekibi bilmelidir..

Büyük taraftara yakışan, "ruhlu" Fenerbahçe takımını
en kısa zamanda görebilmek dileğiyle..

22.09.2012 10:30
Orhun DALABASMAZ

3 Eylül 2012 Pazartesi

Seneye de kombine alamayacağız ?!

Bu sene kombine al(a)madık. Neden mi? Çünkü bir önceki sezonun son maçında yaşanan spor dışı olaylardan dolayı 5 maç seyircisiz oynama cezası almıştık. Bu sene Fenerbahçe'nin kadrosuna bakıyorum, takıma bakıyorum; bir de Galatasaray takımına bakıyorum; arada uçurumlar var... Diyeceğim o ki, bu sezon Galatasaray açık ara şampiyon olur, hem de elini kolunu sallaya sallaya. Öyle ki şampiyonluğu 3-4 maç öncesinden bile garantiler. Şansa bak ki 33. maç Galatasaray'la Kadıköyde. Bu maçta da kesin olay çıkar, yine bir sonraki sezonun 5-6 maçı cezalı olur. Dolayısıyla yine kombine al(a)mayız.. :)